Untitled 2

Yazılarım

Sabri ARPAÇ

YAKLAŞIM DERGİSİ:BAĞ-KUR SİGORTALILIĞININ DURDURULMASI VE DURDURMANIN SİGORTADAN VAZGEÇME HAKKI VERİP VERMEDİĞİ

YAKLAŞIM DERGİSİ:BAĞ-KUR SİGORTALILIĞININ DURDURULMASI VE DURDURMANIN SİGORTADAN VAZGEÇME HAKKI VERİP VERMEDİĞİ


                                                                                YAKLAŞIM DERGİSİ 2006 MAYIS

Durdurmanın Sigortadan Vazgeçme Hakkı Verip Vermediği

   

BAĞ-KUR SİGORTALILIĞININ DURDURULMASI VE DURDURMANIN SİGORTADAN VAZGEÇME HAKKI VERİP VERMEDİĞİ

 

 

Yaklaşım Dergisi / Mayıs 2006 / Sayı: 161

 

 I- GİRİŞ

Kamuoyunda Prim Affı olarak algılanan, 5458 sayılı “Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” (1) Bağ-Kur ve SSK borçlarının yapılandırılmasına yönelik olarak çıkarılmış bir yasa olduğu gibi, aynı zamanda bu Yasa Bağ-Kur’da sigortalılık ile ilgili bazı konularda da çok önemli yenilik ve değişiklikler getirmiştir.

5458 sayılı Yasa’nın Bağ-Kur sigortalılığı ile getirmiş olduğu değişiklikler, bir makale konusundan daha geniş ve kapsamlı olduğu için, bunların tümünü bir yazıda kaleme almak mümkün bulunmamakta olup, kaleme alınsa bile ayrıntılara ve uygulamaya değinilemeyeceği için verimli olamayacaktır.

Bundan dolayı bu makalemizde, Bağ-Kur mevzuatına ilgi duyanlar ve Bağ-Kur yasalarını takip edenler açısından en çok merak edilen ve sorulan bir konu olan, Bağ-Kur’a beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların sigortalılıklarının durdurulması hususu ve bu konuda 5458 sayılı Yasa ile yapılan son değişiklikleri ele alıp izah etmeye çalışacağız.

 

II- BAĞ-KUR’A BEŞ YIL VEYA DAHA FAZLA SÜREYE İLİŞKİN PRİM BORCU BULUNANLARIN 5458 SAYILI YASA’DAN ÖNCEKİ DURUMLARI

Bağ-Kur sigortalıları genellikle kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan oluştuğu için, bu kişilerin Bağ-Kur’a karşı olan borçlarını birebir takip etmek ve sigortalılar veya hak sahipleri kendilerini Kurum’a bildirmediği takdirde gerçek borç durumlarını tespit etmek pek mümkün olamamaktadır.

Çünkü Bağ-Kur sigortalıları iş yaşamlarının değişik dönemlerinde farklı işyerleri çalıştırmakta, işleri kötü gittiğinde ise işyerlerini kapatabilecek iş ve uğraşlarla iştigal ettikleri için, sigortalılar kendi sigortalılık durumlarını Bağ-Kur’a bildirmedikten sonra Bağ-Kur bu kişilerin sigortalılık ve borç durumlarını sağlıklı ve tam olarak takip edememekte ve bundan dolayı sanal ortamda borç olarak gözüken ancak gerçekte olmayan trilyonlarca Bağ-Kur alacağı ortaya çıkmaktadır.

İşte Bağ-Kur’un gerçek borç tutarlarını tespit etmek ve sigortalılarından alacağını tam olarak belirlemek amacıyla yaptığı çalışmalar, 02.08.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’un, 1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur Kanunu’nun 19. maddesinde yaptığı bir değişiklikle bir anlamda neticelenmiştir.

1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur Kanunu’nun 4956 sayılı Kanun’un 43. maddesi ile değişik bahse konu Ek 19. maddesi hükümleri aşağıdaki gibidir.

“EK MADDE 19:

4956 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 02.08.2003 tarihinden önce Bağ-Kur’a kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanlar ile beş yıl ve daha fazla süre prim ödemeyenlerin sigortalılıkları; prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının sigortalılığı ise tescil tarihi itibariyle sigortalının müracaatına kadar askıya alınır.”

Madde metnindeki hükümlerden anlaşılacağı üzere, bir kişi 02.08.2003 tarihinden önce herhangi bir şekilde Bağ-Kur’a kayıt olmuşsa, ancak bu kişinin Bağ-Kur’a olan kaydından (sigortalılığından) dolayı prim borcu, ya beş yıl veya daha fazla sigortalılık süresinin karşılığı olan prim borcundan fazla ise ya da bu kişi Bağ-Kur’a beş yıl veya daha fazla süreden beri prim ödememişse bu kişinin sigortalılığı;

a- Prim ödemesinde bulunmuşsa, ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle,

b- Hiç prim ödemesinde bulunmamışsa, kayıt ve tescil edildiği tarih itibariyle sigortalının müracaatına kadar askıya almakta idi.

Madde metninde geçen “askıya alınmak” ifadesinden anlaşılması gereken, sigortalı hakkında hiçbir işlem yapılmaması ve sigortalılığın sigortalının müracaatına kadar dondurulmasıdır.

Bu madde metnindeki hükümlerden hareketle Bağ-Kur İl Müdürlüklerinde yapılan çalışmalarda üstteki belirttiğimiz durumda olan kişilerin İl Müdürlüklerine müracaatlarına kadar sigortalılıkları ile ilgili hiçbir işlem yapılmamış, sigortalılık hakları saklı kalmak kaydıyla (2), sigortalılıkları askıya alınıp dondurulmuş ve böylece Bağ-Kur’un gerçek borç miktarının belirlenmesine biraz daha yaklaşılmıştır.

Ek 19. maddenin üstte belirttiğimiz hükümlerine göre, sigortalılıkları askıya alınan kişiler Bağ-Kur’a müracaat ettiklerinde, askıya alınan sigortalılıkları yeniden canlandırılmakta ve istedikleri ve sigortalılık sürelerine karşılık gelen prim borçlarını ödedikleri takdirde, geçmişten gelen süreleri Bağ-Kur sigortalılık süresi olarak kazanabilmekte idiler.

 

III- BAĞ-KUR’A BEŞ YIL VEYA DAHA FAZLA SÜREYE İLİŞKİN PRİM BORCU BULUNANLARIN 5458 SAYILI YASA İLE DURUMLARINDA YAPILAN SON DEĞİŞİKLİK

02.08.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanunla Bağ-Kur’a getirilen, beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan veya beş yıl ya da daha fazla sürede hiç prim ödemesi olmayan sigortalıların sigortalılıklarının askıya alınarak dondurulması uygulaması, “askıya alınmak” ifadesi uygulamada tereddütlere yol açtığı ve “askıya alınmak” ifadesinin nasıl uygulanması gerektiği konusunda Bağ-Kur tarafından tam bir fikir birliğine varılamadığı için, bu konuda yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

04.03.2006 tarih ve 5458 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile 1479 sayılı Kanun’un ek 19. maddesi değiştirilmiş ve ek 19. maddenin uygulamadaki son hali olan Yasa metni aşağıdaki şekli almıştır.

“EK MADDE 19:

Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanun’a göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zamanaşımının kesilmesi ve zamanaşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 103. maddesinin birinci fıkrasının (6), (8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanun’un 104. maddesi hükümleri uygulanır."

Bağ-Kur sigortalısı olduğu halde beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan veya beş yıl ya da daha fazla sürede hiç prim ödemesi olmayan sigortalıların sigortalılık durumlarının ne olacağı konusunda Bağ-Kur’daki son uygulamaların dayanağını teşkil eden üstte metnini verdiğimiz ek 19. maddenin hükümlerini açıklamakta fayda vardır.

Bahse konu ek 19. maddenin Bağ-Kur tarafından uygulaması aşağıdaki şekilde yapılacaktır.

1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur Kanunu ile 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu’na göre Bağ-Kur’a kayıt ve tescili yapılan kişilerin, Bağ-Kur’a beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin prim borçları var ise, bu kişilere Bağ-Kur tarafından borçlarını ödemeleri için yazılı olarak bildirim yapılıp tebligat çekilecektir (3).

Eğer bu durumda olan kişiler, Bağ-Kur’a olan borçlarını Bağ-Kur tarafından kendilerine gönderilen borç ödeme tebligatındaki süre içerisinde ödemezlerse, daha önce prim ödemesi bulunan sigortalıların ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, gerek, 1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur Kanunu kapsamındaki sigortalılıkları, gerekse, 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu kapsamındaki sigortalılıkları durdurulacaktır.

Hiç prim ödemesi bulunmayan sigortalıların (hem 1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur Kanunu, hem de 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Kanunu kapsamındaki sigortalılıkların) ise, sigortalılıkları kayıt ve tescil tarihi itibariyle durdurulacaktır.

1479 sayılı Kanun’un ek 19. maddesine göre, Bağ-Kur’a beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin borcu bulunduğu için veya beş yıl veya daha fazla süredir hiç prim ödemesi olmadığı için sigortalıkları, ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle veya kayıt ve tescil tarihi itibariyle durdurulankişilerin, borçları olduğu dönemlere ait süreleri yada başka bir söylemle borçlarından dolayı sigortalılıklarının durdurulduğu tarihten sonraki süreleri sigortalılık süresi olarak değerlendirmeleri mümkün bulunmamaktadır.

Sigortalılıkları durdurulan kişilerin alacakları Bağ-Kur tarafından icra veya diğer hukuki yollar ile takip edilmeyecek ve bu alacaklar Bağ-Kur alacakları arasında gösterilmeyecektir.

Ancak, üstte izah ettiğimiz durumda olan sigortalılar veya bunların hak sahipleri, daha sonradan (4) bu süreleri canlandırmak ve hizmet olarak kazanmak için Bağ-Kur’a başvurduklarında, sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden Bağ-Kur tarafından hesaplanacak borç tutarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödedikleri takdirde, bu süreleri sigortalılık süresi olarak kazanıp değerlendirebileceklerdir.

 

IV- BEŞ YIL VEYA DAHA FAZLA SÜRE PRİM BORCU BULUNANLARIN HİZMET ÇAKIŞMALARI AÇISINDAN UYGULAMADAKİ DURUMLARI

Bağ-Kur sigortalısı olduğu halde beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan veya Bağ-Kur’a kayıt ve tescili yapıldığı halde hiç prim ödemesi olmayan kişilerin sigortalılıklarının durdurulacağı ile ilgili bir önceki bölümdeki bilgileri verdikten sonra şimdi bu konunun uygulamasını ve uygulamada bu konu ile ilgili yaşanılan tereddütleri izah etmeye çalışalım.

Öncelikle 1479 sayılı Kanun’un ek 19. maddesi ile yapılan bu uygulamanın Bağ-Kur’daki gerçek sigortalı sayısının tespiti ve gerçek Kurum alacaklarının ortaya çıkarılması amacıyla getirilmiş bir düzenleme olduğu, kişilerin zorunlu sigortalılıktan kurtulmalarını sağlayan ve istedikleri takdirde Bağ-Kur’dan ayrılmalarına imkan veren bir düzenleme olmadığının bilinmesi gerekmektedir.

Başka bir deyişle bu yasal düzenleme, sadece 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar için sigortalılık durumlarının ortaya çıkarılması veya gerçek borç tespitinin yapılması amacıyla getirilmiş bir yasal düzenleme olup, kişilerin sosyal güvenlik kuruluşları arasındaki hizmet çakışmaları olduğunda 1479 sayılı Kanun’un bahse konu bu ek 19. maddesine göre, Bağ-Kur sigortalılığından kurtulma veya Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin hizmet süresi olarak saydırılmaması gibi bir fırsat veya kolaylık vermemektedir. Çünkü 1479 sayılı Kanun’un 26. maddesine göre Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu bir sigortalılıktır ve bu hak ve yükümlülükten imtina etmek veya vazgeçmek mümkün değildir.

Örneğin, bir kişi, Bağ-Kur kapsamında zorunlu olarak sigortalı olmasını gerektiren vergi mükellefiyeti kaydı veya şirket ortaklığı kaydı devam ederken, hiç Bağ-Kur sigortalısı olmadan SSK’lı olsa ve SSK’da emekli olması için gerekli şartları taşısa bile, bu kişinin Bağ-Kur sigortalı olması gerektiği yıllar sonra Bağ-Kur veya SSK tarafından anlaşılırsa, bu kişinin SSK sigortalılığı iptal edilecek ve Bağ-Kur sigortalısı olması sağlanacaktır.

Yani örnekte belirtilen durumda olan kişi, “Bağ-Kur benim yakamdan düşsün” veya “Bağ-Kur sürelerini veya sigortalılığını istemiyorum” gibi bir söylemde bulunması veya Bağ-Kur sigortalılığından vazgeçmesi yasal olarak mümkün değildir. Çünkü; Bağ-Kur sigortalılığı, ihtiyari olmayıp zorunlu bir sigortalılıktır.

Ayrıca bir kişi, Bağ-Kur sigortalılığı devam ederken SSK kapsamında sigortalı olmuşsa ve Bağ-Kur’a sigortalılığından dolayı oluşan borcu beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin bir borç ise, bahse konu ek 19. maddeye göre borçlarını ödemediği için Bağ-Kur sigortalılığından vazgeçmesi veya Bağ-Kur’a borcu olduğu için, SSK’dan emekli olması mümkün değildir. Çünkü üstte izah ettiğimiz gibi, beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan kişilerin sigortalılıklarının durdurulması ayrı, hizmet çakışmalarında hangi kanun kapsamında sigortalı olunması gerektiği durumu ayrı bir konudur.

Burada şöyle önemli iki soru akla gelmektedir.

Soru-1: Bir kişi 1990 yılında Bağ-Kur sigortalısı olmuş ve primini 2000 yılına kadar ödemiştir. 2000 yılından bu tarihe kadar kişinin borcu beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin olduğu için ek 19. maddeye göre sigortalılığı durdurulmuştur. Bu durumda olan kişi Bağ-Kur hizmet sürelerini SSK’ya aktarmak istediğinde primini ödediği sürelerin karşılığı olan 10 yılı mı, yoksa ortalama 16 yılı mı SSK’ya aktaracaktır.

Cevap-1: Bağ-Kur diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına kişilerin hizmetlerini gönderirken sigortalıların Bağ-Kur’a ödemesi gereken borçları olduğunda bu süreleri diğer sosyal güvenlik kuruluşuna hizmet olarak göndermemektedir. Dolayıyla soruda belirtilen kişinin de her ne kadar beş yıldan daha fazla süreye ilişkin borcu olduğu için sigortalılığı 10 yılın bitimi itibariyle durdurulsa da, on yıldan sonraki sürelerde kişinin sigortalılık sürelerinin borcu oluşacağı için, ancak ortalama 16 yılın bedelini ödediği takdirde, 16 yıllık süre hizmet olarak gönderilebilecektir.

Soru-2: 5458 sayılı Yasa’ya göre Bağ-Kur borçlarını yapılandırmayan ve beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin borçları olduğu için sigortalılıkları durdurulan kişiler yapılandırma başvurusunun bittiği tarihten sonra Bağ-Kur’a gelerek durdurulan süreleri tekrar canlandırıp, hizmet olarak kazanabilecekler midir?

Cevap-2: Üste de izah ettiğimiz gibi, Bağ-Kur’a beş yıl veya daha fazla süreye ilişkin borcu bulunduğu için veya beş yıl veya daha fazla süredir hiç prim ödemesi olmadığı için sigortalıkları durdurulan kişiler veya bunların hak sahipleri, istedikleri bir zamanda Bağ-Kur’a müracaat ederek, bu sürelerin karşılığını ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak kazanabilecek ve sigortalılık süresi olarak değerlendirebileceklerdir. Çünkü bu durumda olan kişilerin sigortalılıkları “iptal” veya “sona erdirilmemekte” sadece durdurulmaktadır. Durdurulan sigortalılık ise sigortalının veya hak sahiplerinin herhangi bir zamandaki talepleri üzerine tekrar kazanılabilmektedir.

 

V- SONUÇ

5458 sayılı Kanun’un 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar kapsamında Bağ-Kur’a beş yıl ve daha fazla süre borcu olan kişilerin sigortalılıklarının durdurulacaktır. Sigortalılıkları durdurulan kişiler veya hak sahipleri daha sonradan günlük prim değerleri üzerinden bu sürelerin borçlarını Bağ-Kur’a ödedikleri takdirde bahse konu durdurulan süreleri sigortalılık süresi olarak kazanabileceklerdir.

Açıklamaya çalıştığımız ek 19. madde hükümleri, kişilerin hizmet çakışmaları olması durumunda Bağ-Kur’dan ayrılabilmelerini veya Bağ-Kur hizmet sürelerini istememeleri, Bağ-Kur sigortalılığını sildirme gibi bir hak vermemektedir. Çünkü; Bağ-Kur sigortalılığı, zorunlu bir sigortalılıktır.